Oktoberfest'in son haftasonunda biz de bu devasa eğlenceyi görelim diye Münih'e gittik. Aslında Münih ve Oktoberfest ile ilgili bir post atacaktım ama annemler Almanya'ya gelince o postta atılacak postlar arasında yerini almış oldu. Tabi o arada yeni yerler gördüğümü ve bu gezi postalarının artık yazılmak için fazlasıyla beklediğini belirtmem lazım. İnşallah daha çalışkan bir blogger olacağım büyüyünce :)) Büyük şehirlere seyahat edeceğim zaman önceden hep araştırma yaparım ve araştırmanın ilk 3 ana maddesi şöyle sıralanır: Yemek yenecek yerler, kitap dükkanları ve elişi dükkanları. Yani bizim köyde bulamadığımı arayacağım adresler bulmaya çalışıyorum. Münih'te de durum pek farklı olmadı açıkçası ama yemek yenecek yer baştan elenmişti çünkü tek gecemiz vardı ve oktoberfestte olacaktık o zaman oktoberfest çadırında ne bulursak onu yiyecektik. Kitap dükkanları ise toptan yalan olmuştu çünkü ilk gün gündüzden Toni'nin bir arkadaşıyla buluşacağımızdan ve pazar günleri tüm dükkanların kapalı olmasında onu da elemiştim. Geriye elişi dükkanı kalmıştı. Aslında bu alanda da 3-5 dükkan gezebilecek tahammülü olamayan kociden dolayı sadece bir dükkan belirledim ve şehre girer girmez oranın adresini GPS'e girdim. Yoksa gidemezdik kesin çünkü cumartesi bile 2'ye kadar açıklar. Bu dükkanı bulmam ise size şuradaki yazımda bahsettiğim "esprit boudoir" kitabımdan bir çarpı işini yapmaya karar vermemle oldu. Yazıda verilen DMC marka çarpı işi iplerini Almanya'da nerede bulurum diye aranırken (buralarda sadece Anchor bulabiliyorum ve evet biliyorum birbirlerine dönüşüm tabloları var ama DMC'deki renk skalası daha geniş olduğundan dönüşüm yaptırdığımda benim iki ayrı DMC rengine aynı anchor ipi önerdiğini gördüm :(( yapacak bir şey yoktu.) web sitelerinden web sitelerine sürüklenirken DMC'nin satıcısı olan Die Mercerie ile karşılaştım. Web sitesinden bakınca o kadar güzeldi ki ve bize o kadar uzaktı ki... Sonra bir anda Oktoberfest'e gitmemiz kesinleşince bende bir bayram havası oldu ki sormayın.
Otele gidip eşyalarımızı bile sallamadan oraya gittik ve sadece 15 dakika kalabildim. Zannediyorum ileride böyle bir dükkan sahibi olmak hayallerimi süslüyor; hem de çok. Dışarıdan küçük bir dükkan gibi görünse de boyuna doğru uzayan ince uzun bir dükkan Die Mercerie. Her köşesinden ayrı bir iplik, tuhafiye malzemesi fışkıran, oldukça farklı kumaşlar bulunduran, bin bir çeşit yünleri olan ve bunun yanında ortama uyum sağlamış dekorasyon öğeleri ile sıcacık bir dükkan. Dükkanın en dibinde bir de kahve ve kek alabileceğiniz hatta oturabileceğiniz bir köşesi var ve bu köşede devamlı farklı kurslar veriyorlar. İyi ki şu an Münih'te değiliz yoksa batmıştım kurslara para vermekten; bilmediğimden değil ortamı soluyabilmek için daha çok. Toni beni arabada beklemiyor olsaydı kapanış saatine kadar orada kalabilirdim. Umarım resimlerimden güzelliğini size yansıtabilmişimdir, bazıları sanırım heyecandan ve hızlı olmaya çalışmaktan biraz flu gibi affedin lütfen. Yolu Münih'e düşenler ve elişine düşkünler mutlaka uğrasın diyor ve sizi resimlerle başbaşa bırakıyorum. Ben şahsen bayıldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder