18 Eylül 2013 Çarşamba

Tatilde ne okudum?

Tatile gitmek, tatil için hazırlanmak, tatil havasına girmek benim için başlı başına bir ritüel :) gerçi kimin için değil ki? :) Bu yüzden takip ettiğim blokların "tatile neler götürdüm?", "tatil makyaj çantamda neler var?" konulu postlarını ilgiyle okurum. Ama bunların yanında yanıma hangi kıyafetleri veya makyaj malzemelerini alacağım kadar hangi kitabı alacağım da benim için çok önemli. Günler öncesinden henüz okunmamış kitaplar göz önüne konur, hangisini okumaya psikolojik olarak daha yakınım, hangisini bu tatile yakıştırıyorum durur durur düşünürüm. Üşenmeyip bir de yedek alırım ki gideceğim yerin havası diğerini kaldırmazsa (ya da benim havam :))) hemen yedek olana sarılırım. Gerçi artık evlendiğimden dolayı çantada hiç yer kalmıyor ve ben maalesef bir kitap götürebiliyorum ama olsun bu sefer de nook'umu alıp gidiyorum bir basılı kitap bir nook ortamı baya çeşitlendiriyor. (Nook nedir diyenlere link verdim ancak ayrıntılı bir yazı ayrıca yazacağım)

Bu sefer de tatil öncesi kitap arayışına girdiğimde elimdeki kitaplara baktım ve henüz onları okumak istediğime ve tamamen farklı bir telden çalmak istediğime karar verdim. Zaten tatilde bence hep chick lit okunur. Tatilin o rahat, o uçucu havasına yakışan kitaplar beni daha çok açıyor. Ağırları hep kışa saklıyorum :) Bu maksatla elimdeki chick lit'ler bittiğinden hem de Toni kendisine zaten tatil için Inferno'nun Almancasını almak için Stuttgart'a gideceğinden ben de kendime taa oralara gitmişken yeni bir chick lit alabilirim diye düşündüm. Tahmin edersiniz ki vizyondaki filmleri bile altyazı ile yayınlayıp asla orjinal dilinde gösterim yaptırtmayan Alman halkının güzide kitapçılarında İngilizce kitaplar bulmak pek de kolay olmuyor (Bakınız Türkçe demedim bile, ama bazı Alman siteler online Türkçe kitap satıyor, o kadar da kerbela durumu yok). Yok mu elbetteki var ama koca kitapevinin 50cm ene sahip en dar rafında toplasan 100 adet kitap. Haksızlık ediyor muyum bilmiyorum ama Amazon.de her zaman tercihim ama geç kaldıysam yapacak bir şey yok bulduğumuzu alıyoruz.


Ben bu sefer gerçekten okumak istediğim bir tanesini aldım. O da Jojo Moyes'in Me Before You 'sunu aldım (Türkçesi Senden Önce Ben diye çıkmıştı). Tam chick lit diyebilir miyiz? Belki evet, belki hayır. Hikaye bizim Türk filmlerinde fazlasıyla gördüğümüz bir kaza sonucu nerdeyse komple sakat kalan ve ellerini bile kullanamayarak 24 saat bakıma ihtiyacı olan genç adamın intihar etmesin ve ötenaziden vazgeçsin diye işe alınan 20li yaşların sonuna yaklaşmaya başlayan, hayatını bir gece başına gelen tecavüz olayından sonra oldukça tekdüze, göze batmadan yaşayan ve hayattan hiç bir beklentisi olamayan genç kızın hikayesini anlatıyor. Birbirlerine tam anlamıyla ilaç gibi gelen bu ikilinin birbirlerinde yarattıkları değişimleri okuyarak çok farklı bir aşk hikayesini görüyorsunuz ve acaba ben de bu kadar cesaretli olup böyle bir adamı sevebilir miydim diye sormaktan kendinizi alamıyorsunuz. Kitap zaten kendinizi hazırladığınız iki sondan birinde bitiyor elbetteki.

Kitabın kapak ve arkasındaki yorumlardan etkilenerek aldığım bu kitap bende çok da aynı etkileri yaratmadı. Özellikle sonlarını bir paket mendil ile okuyun vs tarzı yorumlar bende vukuu bulmadı. Belki anadilimde okumadığımdan belki de ajitasyonun dibine vurmuş Türk filmlerinden baya idmanlı olduğumdan bende aynı duyguları uyandırmadı. Ama genel olarak güzel bir kitap, farklı bir aşk hikayesi, birbirine emek veren çift olamayan bir çift. Bu tarz romantik bazlı kitapları seviyorsanız hoşlanırsınız eminim. Siz tatilde hangi kitapları okumayı seversiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder