20 Eylül 2013 Cuma

Princess Diana

Eskiden yani Türkiye'deyken vizyon filmlerini çok takip ederdim. Olabildiğince çok sinemaya gitmek isterdim. Sinemanın havası hep bana değişik gelmiştir. Evde de izlenir tarzı romantik komedilere de gittiğim ve hatta yanımda başkalarını da sürüklediğim ise çoktur. Bilmiyorum ama ben filmin içine sinemada daha çok girildiği kanaatindeyim. Evde ekran ne kadar büyük olursa olsun olmuyor olamıyor. Ha evde izlemiyor muyum? Tabi ki izliyorum. Ama sinema keyfim başka :))

İşte sanırım bu hafta vizyona giren Diana filmi tam benlik. Hem Diana'yı sevmemden ötürü hem de içinde yaşadığı kırgınlığı, kapana kısılmışlığı, üzgünlüğü görmek için filme gitmek istiyorum. Yani birazcık olsun yaşadığı o mahvedilmiş hayat hakkında empati yapabilmek için. Çok zor bir hayatı olduğuna ve o domuz Charles bu zor hayatın %99'unda parmağı olduğuna o kadar eminim ki sanırım birisi bunu gözlerim önüne sersin istiyorum. Hatta dünya da anlasın ve kaknem suratlı yeni karısı ile rezil olup yerin dibine geçmes istiyorum. :)) Sanki neyi değiştirecekse.


Tabi şu an bunları düşündüğümü göz önünde bulundurursanız nasıl öldüğü ile ilgili teorilerden de hangisine inandığımı tahmin etmişsinizdir. Aslında diyebilirsiniz akraban mı annen mi teyzen mi? Ama ben bu açıdan bakmamayı düşünüyorum. İngiliz kraliyeti de beni aslında pek ilgilendirmiyor. Ben Diana'nın o ekrandan bile insanın içine işleyen naif gülüşünü, açıklığını sevip, nasıl özgürlük tutkunu olup nasıl da kapana sıkıştığını görerek ona sempati besleyenlerdenim ve tahmin edersiniz ki öldüğünde evet ağlamıştım. Cenazesinin kraliyet cenazesi olsun mu olmasın mı tartışmasında sinirlenmiş, cenazeyi canlı izlerken küçük Harry'nin annesine çiçeklerini görünce gözyaşlarımı tutamamıştım.


İşte bu yüzden ben Diana'nın son iki yılına odaklanan bu filmi merakla bekliyordum, yani bekliyorum ama izleyemeyeceğim. Maalesef yüksek Alman ırkı daha öncede bahsettiğim gibi filmleri sinemalarda orjinal yayınlamamakta ısrarlı. Bu durumda benim de bu güzel filmi (yani güzel olduğunu düşünüyorum :))) bu naif, güzel kadını; kaba ve sert Almanca ile izlememekte ısrarlıyım. Normalde tv'de bile bir süre sonra Almanca bende baş ağrısı yaparken sinema zevkimi yerle bir etmek gibi bir niyetim yok. Ama izleyebilecek olanları da çoook kıskanıyorum. Galiba film ile ilgili yorumları da okumayacağım. Bilmiyorum karar vermedim. 

Siz orijinal dilinde izleyebilecek olanlar için trailer ı üstte ekledim. Ben trailer'daki müzikleri de sevdim, trailer'ın kendisini de. Nasıl kıstırılmış, kapana kısılmış olduğu izleyiciye geçiyor. Umarım filmin bütünü için de aynı şeyi söyleyebilirim. Bakalım ne zaman internete düşecek? Beklemedeyim. Haberi olan olursa bana haber ederse sevinirim :))

Şimdiden iyi seyirler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder